Yapay zeka uygulamaları “dijital angarya”yı azaltarak inovasyonun önünü açıyor

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, “dijital angarya” olarak nitelendirilen birçok işin günlük hayatı etkilediğini belirterek, yapay zeka uygulamalarının bu yükü azaltarak inovasyonun önünü açtığını bildirdi.

Özbilgin, AA muhabirine, yapay zeka uygulamalarının içerik üretimi ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra endüstri, finans, sağlık, eğitim ve perakende sektörlerine önemli katkılar sağladığını söyledi.

Uygulamaların endüstride maliyet avantajı sağlarken perakendede pazarlamayı güçlendiren bir unsura dönüştürdüğünü vurgulayan Özbilgin, “Yakın gelecekte yapay zekanın nimetlerinden faydalanmayan hiçbir sektör kalmayacağını düşünüyorum.” dedi.

Özbilgin, Microsoft Üst Yöneticisi (CEO) Satya Nadella’nın da yeni nesil yapay zeka ile “angarya” olarak nitelendirilen işlerin ortadan kalkacağını ve yaratıcılığa alan açılacağını düşündüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:

“Angarya işlerin minimuma indirilmesi direkt bir maliyet avantajı olarak yorumlanabilir. Yapay zeka tabanlı araçlar dijital iş yükünün azaltılması, yapay zeka yeteneklerinin artırılması ve ekiplerin daha verimli çalışması noktasında büyük bir fırsat sunuyor.”

“Dijital iş yükü inovasyonun önünü kesiyor”

Özbilgin, çalışanların “dijital angarya” olarak nitelendirilen birçok işle uğraşmak zorunda olduğuna, e-posta ve yazışmaların boyutunun da işlenemeyecek büyüklüğe ulaştığına dikkati çekerek, “Söz konusu dijital iş yükünün altından kalkmaya çalışırken harcadığımız her dakika, yaratıcı işlere harcayabileceğimiz zamandan çalıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Yapılan araştırmalara işaret eden Özbilgin, çalışanların yüzde 64’ünün işlerini tamamlayacak zamana ve enerjiye sahip olmadıklarını, aynı zamanda inovatif olma ve stratejik düşünme anlamında da zorlandıklarını anlattı. Özbilgin, Microsoft 365 üzerinde çalışanların vakitlerinin yüzde 57’sini iletişim kurmak için kullandıklarını, sadece yüzde 43’ünü yaratıcı işlerde değerlendirdiklerini dile getirdi.

Çalışanlar için iş yükünün azalmasının getirdiği rahatlığın, işi kaybetme korkusunun önüne geçtiğini vurgulayan Özbilgin, şunları kaydetti:

“Yöneticiler, yapay zekayı çalışanların yerine koymak için değil, çalışanları güçlendirmek için kullanıyor. Çalışanların yüzde 49’u yapay zekanın işini elinden alabileceğinden endişe ederken yüzde 70’lik bir kesim yapay zekaya mümkün olduğu kadar fazla iş yaptırarak kendi iş yükünü hafifletiyor. Yöneticiler, yapay zekayı çalışan sayısının azaltılmasına değil, iş yerinde üretkenliğin artmasına katkı sağlayan değerli bir araç olarak görüyor.”

“Her çalışanın yapay zeka yeteneğine ihtiyacı var”

Yakın gelecekte sadece yapay zeka uzmanları için değil, her çalışan için yapay zeka mühendislerinin sahip olduğuna benzer yeni yetkinlikler edinme ihtiyacı oluşacağını bildiren Özbilgin, Work Trend Index’in 2023 raporuna göre de iş liderlerinin yüzde 82’sinin yapay zeka çağında çalışanların yeni yetkinlikler kazanmalarının zorunlu hale geleceğini düşündüğünü ifade etti.

Özbilgin, Mart 2023 itibarıyla LinkedIn US üzerinde ChatGPT ile ilgili işlerin geçen seneye oranla yüzde 79 arttığı bilgisini vererek, “Yapay zeka etrafında şekillenen bu yeni yetenek setinin ve iş taleplerinin, özgeçmişlerden iş ilanlarına kadar her alanda etkili olması bekleniyor.” diye konuştu.

Yeni nesil yapay zekanın en büyük başarısının, her gün vakit alan manuel işlerin daha hızlı, verimli ve otomatik yapılmasını sağladığını dile getiren Özbilgin, şunları söyledi:

“Yapay zekanın başarısı, arta kalan zamanda çalışanlar olarak daha yaratıcı olmamıza, çalıştığımız alanlarda uzmanlaşmamıza ve katma değer yaratan inovatif işlere odaklanmamıza yardımcı olması. Yeni inovasyonların, girişimlerin ve yatırımların filizleneceği heyecan verici bir dönemin bizi beklediğine inanıyorum.”

-“2000-2021 döneminde günde 24 trilyon güvenlik sinyali taradık”

Özbilgin, Microsoft’un 120 ülkede 650 bin organizasyonun siber güvenlik sağladığını belirterek, “Dünyada 8 bin 500 kişilik ekiple müşterilerimizi başta ‘kimlik hırsızlığı’ olmak üzere birçok farklı kategoride siber tehditlere karşı koruyoruz. Son 5 yılda gelişmiş güvenlik araçları geliştirmek için ayırdığımız bütçe yaklaşık olarak 20 milyar doların üzerinde.” ifadelerini kullandı.

2000-2021 döneminde global çapta günde 24 trilyon güvenlik sinyali taradıkları bilgisini veren Özbilgin, sistem üzerinde herhangi bir anomali görüldüğünde gerekli önlemin anında alındığını anlattı.

Kullanıcılara ve işletmelere güvenlik konusunda tavsiyelerde bulunan Özbilgin, şunları kaydetti:

“Güvenlik ayarları ‘Gelen Kutusu’nu koruyacak şekilde maksimize edilmeli, çok faktörlü kimlik doğrulama uygulaması kullanılmalı, çalışanlara uyarı göstergelerini anlayabilmeleri için eğitim verilmeli ve finansal işlemleri (para transferi gibi) gerçekleştirirken onaylama aşamasını telefon ile gerçekleştirilmeli.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir